BİR SERGİ HİKAYESİ: DÖRT YILA YAYILAN DENEYSEL BİR SERGİNİN CUMHURİYET’İN 100. YILINA ARMAĞAN “ÖZEL” FİNALİ
“Kumbaramdaki Oyuncaklar: Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan Bir Seçki” isimli sergi Müze Kumbaram ve Ankara Oyuncak Müzesi’nin 2020 yılında başlayan iş birliğinin somut ve etkili bir çıktısıdır. Her şeyden önce bu birliktelik Türkiye’de pek de sık görmediğimiz bir “birlikte çalışabilirlik” ve “iş birliği” öyküsüdür ve “müze sürdürülebilirliğinin” açık bir uygulaması, denemesidir.
KUMBARAMDAKİ OYUNCAKLAR OYUN BAHÇEMDE SERGİ KİTABIMIZ ÇIKTI !
Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezinde 5 Nisan-21 Mayıs 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen Kumbaramdaki Oyuncaklar Oyun Bahçemde (KOOB) sergisinin tasarımdan itibaren tüm sürecini anlatan aynı zamanda koleksiyonu da içeren kitabı 18 Mayıs Müzeler Gününde Ankara Oyuncak Müzesinde gerçekleştirilen tanıtım etkinliği ile ilgileriyle buluştu. Kitap içerisinde Ankara Oyuncak Müzesi, Müze Kumbaram
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE FİNANS TARİHİ SERGİSİ
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE FİNANS TARİHİ SERGİSİ/ ALPAY TARHAN KOLEKSİYONU: TÜRKİYE’NİN FİNANS TARİHİ VE DENEYİMİNE FARKI BİR YORUM Ankara’nın eski demiryolu atölyesinden çağdaş bir sergileme alanına dönüşen ve farklı içerikte onlarca sergiye ev sahipliği yapan Cermodern Sanat Galerisi, 26 Ocak – 06 Şubat 2022 tarihleri arasında koleksiyoner iş insanı Alpay
KUMBARADAN GEÇEN MÜZE!
KUMBARADAN GEÇEN MÜZE! Müze Kumbaram’ın öyküsü ilkokul yıllarıma dayanıyor. Bugün Kocatepe katlı otaparkının bulunduğu yerde o dönem yer alan Özel Ayşe Abla İlkokulu’nda öğrenciyim, 9 yaşlarında olduğumu anımsıyorum. Rahmetli resim öğretmenim İsmet Erel’in teşviki ile Emlak Kredi Bankası Resim Yarışması’na katıldım. Guaj boya ile oturduğumuz Hayat Apartmanı 603 nolu daireden
BİR MÜZENİN ÖYKÜSÜ KUMBARADAN GEÇER Mİ?
Bir müzenin öyküsü kumbaradan geçer mi? Aslında ne çok isterdim dünya çocukları dünyamızın var oluşundan itibaren tüm haklarıyla birlikte kutlayabilseler. Evet bugün 20 Kasım 2021 ve Dünya Çocuk Hakları Günü olarak anılıyor ve dünyanın pek çok ülkesinde kutlanıyor. Aslında benim doğduğum yılda acaba çocuk hakları var mıydı diye merak ederek
Oyun Bahçesinin Oyuncuları
Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezinde Ankara Oyuncak Müzesi, Müze Kumbaram ve Bir Kültür kolektif ortaklığı ile kurulan Kumbaramdaki Oyuncaklar Oyun Bahçemde Sergisi’nde bizlerle eserlerini paylaşan oyun arkadaşlarımız olmuştu. Bu görüşmemizde sizlerle hem oyun arkadaşımız olan sanatçılara hem de bizlere emanet ettikleri eserlerine bakacağız. Sergimizi https://my.matterport.com/show/?m=ZqQx6WfRy2S adresi üzerinden gezebilirsiniz.
Ömer Cumhur Yanmaz ile Kumbara ve Koleksiyonerlik Üzerine Söyleşi
TDK’ye göre koleksiyonun sözlük anlamı: “Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem.” Koleksiyoncu ise “Koleksiyon yapmaya meraklı kimse, derlemci.” anlamında kullanılmaktadır. Düşünsenize parasını verip aldığımız ya da daha önce başkalarının sahip olduğu ama bir şekilde bizim elimize geçenleri, belki sadece
Tasarrufun Mirası
Bireylerin ekonomik davranışları kimi ya da çoğu durumda devlet tarafından belirlenir. Büyüme ve yatırım temelli bir ekonomik düzeni önemseyen bir devlet vatandaşlardan tüketmesini, borçlanmasını bekleyebilir. Örneğin böyle bir durumda devlet faizleri düşük tutarak, birikimi değil harcama yapmayı, kredi çekmeyi teşvik eder. Bu sayede insanlar içinde bulundukları koşula güvenerek borçlanıp yatırım
Kumbara Müzesi Manzaraları
Kumbaralar da pek çok diğer nesne gibi anlamını kullanıldığı bağlamdan alır. Para kutularını kumbaraların atası sayarsak eğer iki bin yıldan daha uzak bir geçmişe yaslanan tarihiyle anlamın her durumla birlikte değişmesi şaşırtıcı değil. 13. yüzyılda örneğin Endonezya’da kumbaranın ailenin ortak kullandığı birikim aracı anlamına karşılık geldiğini, 18. yüzyıl Fransa’sında seramik
Kumbaralar Bize Ne Söyler
İnsanlık tarihi düşünüldüğünde paranın icadı çok da uzun bir geçmişe sahip değildir. M.Ö. 7. yüzyılda ilk izlerine rastlanan paranın öncesinde topluluklar kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirledikleri değişim araçlarını kullanırlardı. Bir sebze ya da hayvanın değişim aracı olarak değerlendirilmesi insanlar arasındaki ekonomik ilişkiyi düzenlerdi. Belki bu çoğu insana yabancı gelebilir ancak bugün