Sanal müzemiz 24 saat açıktır

ÇOCUK, MÜZE VE SANAT

Çocuk Müzeleri ve Sanat Bağlantısı: Çocuk Sanatları Müzesi

Müzeyi yeniden tanımlama girişimleri genellikle Uluslararası Müzeler Konseyi tarafından hayata geçiriliyor. Yeni müze tanımlarının çoğunda yer alan geçmiş ve gelecek bağlantısı kurma, demokratikleştirici, kapsayıcı ve çok sesli alanlar olmak gibi işlevler, 1899 yılından beri varlığını sürdüren; eğitim bilimde yaşanan gelişmelere paralel ilerlemeler kaydeden ve kendi içinde farklı türlere ayrılarak sayıca çoğalan çocuk müzelerinin (ve gençlik müzeleri, keşif merkezleri, deneyim merkezleri, bilim ve teknoloji merkezleri vb. etkileşimli müze örnekleri) var oluş felsefeleri ve amaçlarıyla örtüşmektedir. Dünyanın ilk çocuk müzesi denemeleri aslen farklı içeriklerdeki müzeler bünyesinde keşif odaları ve deneyim üniteleri oluşturularak başlamıştır. Smithsonian Enstitüsü ve Brooklyn Çocuk Müzesi’nin girişimleri Avrupa’da Frankfurt’a yansımıştır. 1899 yılında çocukların uygulamalı ve yaparak – yaşayarak öğrenmelerini olanaklı hale getirmek üzere kurulan Brooklyn Çocuk Müzesi, okul dışı öğrenme süreçlerini ve anlayışını başlatmış; okullaşma düzeyinin düşük olduğu bölgelerde eğitsel bağlamda kurtarıcı bir girişim olarak kabul edilmiştir. Bu girişimlerin sayısı arttıkça diğer müze türleri de çocukları ve aileleri en önemli hedef kitleleri olarak benimsemeye başlamışlardır.

Çocuk temalı müzeler çocuk müzeleri, keşif ve bilim merkezleri, çocukluk müzeleri, çocuk sanatları müzeleri gibi isim ve çocuk odaklı içeriklerle ziyaretçiyi karşılamaktadır. Bu müzeler çocuğun gelişim dönemlerini bilimsel bir üslupla ele alırken eğlenceli içerik, sunum ve etkinlikler hazırlar; sadece çocukların değil ailelerin de nitelikli ve “eğlenceli” zaman geçirmelerine odaklanırlar. Bu müzeler, uygulamaları çocukların araştırma, inceleme, sorgulama ve yorumlama becerilerine odaklandığı için demokratik, diyalog kurmayı sağlayan; çeşitlilik içeren ve dezavantajlı toplulukları merkeze aldıkları için kapsayıcı, çok sesli, katılımcı, eşitlik ve iyiliğe dayalı ve tematik sergileriyle kültür, sanat ve bilim çalışmalarına alt yapı oluşturduğu için belleğin ve hafızanın korunduğu ortamlardır.

Çocuk müzelerinin son yıllarda gündeme gelen özelliklerinden biri “terapötik etkileri”dir. İyi gelen, terapötik etkisi olan ve tedavi süreçlerinde insanları destekleyici psikolojik takviyelerin müzecilikte de etkili olduğu Elisabeth Ioannides (2017)’in “Museums as Therapeutic Environments and the Contribution of Art Therapy” ve R. Janes (2010)’in “The Mindful Museum” çalışmalarında ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Manchester Sanat Galerisi, koleksiyonundaki sanat eserlerinin çözümlemelerini ve bu eserlerin temalarından hareketle sanat terapisi çalışmalarını hızlandırmış; müze ziyaretçilerini sanat terapisi uzmanları ve sanatçılarla buluşturarak müzenin iyileştirici gücüne odaklanan çalışmalar başlatmıştır. New York’taki Queens Müzesi göçmenlerle ve dezavantajlı çocuklarla “Küçük Pencere” (The Little Window) isimli bir sanat terapisi çalışması hazırlamıştır. Tampa Sanat Müzesi, bellek kaybı, demans, depresyon vb. sorunlarla mücadele eden ziyaretçileri için sanatla terapi programları organize etmiştir. Terapötik çalışmaların sanatta yıllardır kullanıldığı ve rahatlatıcı bir ortam olarak müzelerin bu süreçlerde yakın zamandan itibaren kullanılmaya başlandığı bilinmektedir.

Çocuk müzeleri müze ve terapi yaklaşımlarının pek çok örneğini ziyaretçisine sunmaktadır. Göç, eşitlik, çeşitlilik, iyi olma hali vb. konular çocuk müzelerinde sergi ya da etkinlik olarak ziyaretçinin karşısına çıkar. Örneğin, Yunanistan’daki Hellen Çocuk Müzesi, toplumsal bir destek merkezi olarak da işlev görmeyi amaçlamaktadır. Kalessopoulou (2002), müzenin içinde yer aldığı topluluğun yaşamıyla bütünleşmek için duvarlarının dışına çıkan programlar yaptığını, bu programlar için genellikle farklı kurum ve kuruluşlarla iş birliği kurduğunu belirtmektedir. 1987’de kurulan müzenin eğitim programları; çocukları ve ailelerini müzeyle, Yunanistan’ın doğal ve tarihi mirasıyla tanıştırmak, müze ziyaretini hatırlanacak bir deneyim haline getirmek, çocukların bireysel ve toplumsal becerilerini geliştirmek, benzer ortamlarda gözlem yapabilmelerini sağlamak amacını taşır. Brooklyn Çocuk Müzesi, semtin banliyölerinde oluşan çok kültürlü ortamı müzenin içine taşıyarak “Brooklynli Olmak” isimli sergi ve etkinliği gerçekleştirmiştir. Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi çocuk müzeleri,

  1. Gerçek nesnelerle deneyim sağlayan
  2. Bütünleşik (Entegre) öğrenme olanakları sunan
  3. Çoklu algıya dayalı estetik öğrenme olanakları oluşturan
  4. Kendini ifade etme becerisini geliştirmeye dayalı öğrenme süreçleri oluşturan
  5. Farklı öğrenme yaklaşımlarını deneyen
  6. Grup çalışmasını ve iş birliğini cesaretlendiren merkezler olarak kabul edilmektedir.

Çocukların kişisel gelişimlerine ve özellikle sanat, kültür ve teknoloji alanlarında gelişimlerine katkı sağlayacak çocuk müzesi örnekleri arasında çocuk sanatları müzeleri bir adım önde ve göz önündedir. Bu müzeler; çocuk elinden çıkan ve çocuğa yönelik olarak yetişkinler tarafından hazırlanan görsel sanatlar eserleri ile diğer bilgi ve materyali araştıran, toplayan ve çocuğun sanatsal yaratıcılık düzeyini artırmak amacıyla çeşitli uygulamalı etkinlikler düzenleyerek çocukların duygusal, sosyal ve entelektüel gelişimine katkı sağlamayı hedefleyen müzelerdir. Bu müzelerin amaçlarını şöyle sıralamak mümkün:

  1. Çocukların sanata ve sanat eserine ilgisini sağlamak.
  2. Çocukların sanatsal yaratıcılıklarını artırmaya yönelik etkinlik ve yöntemler geliştirmek.
  3. Çağa uygun sanat eğitimi yöntemleri geliştirmek.
  4. Çocukların duygusal, sosyal ve entelektüel gelişimine katkı sağlamak
  5. Başta sanat müzeleri olmak üzere diğer müzelerle işbirliği içinde çalışarak programlar düzenlemek.
  6. Eğitimcilere sanat ve yaratıcılık konularında bilgi ve malzeme sağlamak.
  7. Eğitimcilerde müze ve galerilerden faydalanma bilinci oluşturmak.
  8. Sanat konulu sergi, festival vb. etkinlikler düzenlemek.
  9. Eğitimciler ve aileler için sanat, yaratıcılık ve çocuk konusunda bir bilgi ve danışma merkezi görevi üstlenmek.

Norveç Oslo’daki Uluslararası Çocuk Sanatı Müzesi, dünyanın ilk tam ölçekli Çocuk Sanatı Müzesi (The International Museum of Children’s Art) olarak hizmet veriyor. Müze çocukların sanat çalışmalarından oluşan (180’den fazla ülkeden çocuk ve genç tarafından yapılmış sanat çalışmaları) bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Müze yakın zamanda Google Art & Culture’a giriş yaparak bu platformda izlenebilen nadir müzelerden biri haline de gelmiştir. New York’taki Çocuk Sanatları Müzesi (Children’s Art Museum New York) kurulduğu 1988’den beri Çok kültürlü ve deneyim – uygulama odaklı eğitim etkinlikleriyle çocukları sanatla buluşturmaktadır. 1960’ların Japonyası: Japon Çocuklarından Anne Portreleri, Pembe ve Mavi Projesi: JeongMee Yoon’dan Fotoğraflar, Çin Burçlar Kuşağından Hayvanlar, Meksika Ölüler Günü: Tlisza Jaurique ve Marcus Zilliox illüstrasyonları, Dünya Benim Tuvalim, Barış İmgeleri vb. etkinlik ve sergiler çocukların bu çok yönlü öğrenme ortamında kendi içeriklerini oluşturma süreçlerine en değerli örnektir. Nepal’de 2014’te Katmandu kentinde bir özel inisiyatif odağında kurulan Nepal Çocuk Sanatları Müzesi ve 1996 yılında Japonya Hamada’da kurulan Hamada Çocuk Sanatları Müzesi çarpıcı örneklerdir. Hamada Çocuk Sanatları Müzesi, çocukların birlikte gördükleri, oluşturdukları ve oynadıkları bir müze olarak öne çıkmayı hedeflemektedir. Müze farklı ülkelerde (Meksika, Fransa, İtalya vb.) çocuk sanatları sergileri açarak Japon çocuklarla dünya çocuklarını bir araya getirmektedir.

Çocuk müzeleri ve çocuk sanatları müzeleri, çocukları kültür, sanat ve bilimle buluşturmanın en eğlenceli ve bilimsel yoludur. Belki de bu müzelerin neden gerekli olduğu New York Çocuk Sanatları Müzesi’nin 1990 yılında “Çocukların Hayali” ismiyle açtığı uluslararası katılımlı sergide gizlidir. Sergiye çok sayıda ülkeden yanıt gelmiş ve müzenin sürekli koleksiyonu böylece oluşmuştur. Bu koleksiyona Rusya’dan Almanya’ya, Mısır’dan Bulgaristan, İsveç, Japonya, Meksika ve Yunanistan’a kadar onlarca ülkeden çocuk sanatı çalışma yer almaktadır. Bu müzelerin Türkiye’de doğrudan karşılıkları bir bakıma Ankara’da kurulan Evrensel Değerler Çocuk Müzesi, Edirne’deki Hasan Ali Yücel Çocuk Müzesi ve Karşıyaka Evrensel Çocuk Müzesi örnekleridir. Modern ve uygulamalı eğitime destek vermeyi ve etkili okul dışı öğrenme ortamları olmayı planlayan bu yeni örnekler Türkiye’de çocuk müzeciliğinin uygulamada önemli örnekleridir diyebiliriz.

Türkiye’de her ilde bir çocuk müzesi deneyimi yaşamak ümidiyle Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun…

 

Meraklısı için kaynaklar

Ioannides, E. (2017)’in “Museums as Therapeutic Environments and the Contribution of Art Therapy”. Museum International, Volume 68, Issue 3-4 p. 98-109.

Kalessopoulou, D. (2002). Children’s museum in hospitals. R. Sandell (ed.), In Museums, Society, Inequality (190-198). Londra: Routledge.

 

 

 

Ceren Güneröz