KUMBARADAN GEÇEN MÜZE!
Müze Kumbaram’ın öyküsü ilkokul yıllarıma dayanıyor. Bugün Kocatepe katlı otaparkının bulunduğu yerde o dönem yer alan Özel Ayşe Abla İlkokulu’nda öğrenciyim, 9 yaşlarında olduğumu anımsıyorum. Rahmetli resim öğretmenim İsmet Erel’in teşviki ile Emlak Kredi Bankası Resim Yarışması’na katıldım. Guaj boya ile oturduğumuz Hayat Apartmanı 603 nolu daireden bir görüntüyü resmettiğim yarışmada mansiyon ödülü olarak ahşap ev şeklinde kumbara kazanmıştım. O zamanlar bu kumbaranın gelecekte kariyer seçimimi Mimar olarak değiştirmeme vesile olabileceğini ve bugün Türkiye’nin ilk kumbara temalı müzesinin kurulmasına öncülük edebileceğini hiç düşünmemiştim.
Akademik hayat ve mesleki deneyimler sonrasında esasında birazda tesadüfi olarak bir kahve sohbeti ile başladığım Yüksek Lisans eğitimleri ikinci kariyer yolunda bana yardımcı oldu. İlk olarak Ankara Üniversitesi Disiplinlerarası Müze Eğitimi Yüksek Lisans eğitimine misafir öğrenci olarak başladım. Anadolu Üniversitesi mimarlık bölümünü birlikte tamamladığım meslektaşım mimar Özlem Dengiz Uğur ile birlikte yıllar sonra üniversite sıralarında bir araya gelmek bizim için heyecan verici olmuştu. İnşaat sektöründe önceleri mimar olarak, daha sonra ise Dalsan Alçı’da uzun yıllar çalışma deneyimi sonrasında başladığım Yüksek Lisans eğitiminde müzecilik ve müze eğitimi alanlarında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Bilmediğim bir alana duyduğum öğrenme açlığı ile her geçen gün daha fazlasını isteyerek katıldım derslere. Ceren Güneröz hocamızın Çocuk Müzeleri dersinde merak ettiğim sorulara aradığım cevapları bulmam ile müze yolculuğum derinlik kazanmaya başladı. Çocuklar adına bir şeyler yapma isteğimin yön bulmasında ise çocukken kazanmış olduğum ödül kumbaramın ışık olduğunu söyleyebilirim.
Çocuk Müzeleri dersi ödevi olarak Ankara Üniversitesi Geleneksel Kalem Bayramı için poster hazırlanması gerekiyordu. Sanal müze fikrimi ilk olarak bu ödev çalışmasında anlatma şansı buldum. Sonrasında bu fikir mansiyon ödülü olarak kazandığım ilk kumbaramın yanına üç adet kumbaranın da eşlik etmesi ile 2015 yılında archidium.org üzerinde sanal sergiye dönüştü. Dört kumbara ile başlayan sergi çoğalarak kırklı rakamlara ulaştı. Yıllar içerisinde de mansiyon ödülümün yanına yenileri eklendi, her gelen anılarını da beraberinde getirdi. Koleksiyon hızla genişlemeye, büyümeye başladı.
Çoğalan koleksiyonumuzun verilerini kayıt altına almak, bir envanter oluşturmak gerekiyordu. İlk olarak verilerimizi Excell tabloları kullanarak kayıt altına almaya başladık. Daha sonra verileri müze bilimi yöntemlerine uygun işleyerek herkesin ulaşabileceği bir bilgi bankası olarak BirKültür Girişim Platformunu kurduk. Belki de kültürel birikime kumbaralar yardımcı olacaktı. Başka kültür elçileri de destek olacaktı… Paylaşmanın ve verileri dijital olarak saklamanın önemini yıllar önce yaşadığımız 1999 Gölcük depremi sonrasında derinden hissetmiştik. Bugün bu platformun kurulması fikrinin yıllar önce yaşanan kayıplara dayandığını söyleyebilirim. BirKültür Girişim Platformu ile artık kişisel hafızalar özel kumbaralar içerisinde biriktirilebilecekti.
Müzecilik eğitimi ile ilgili bir başka fırsat da Ceren Güneröz hocamızın Başkent Üniversitesi Müzecilik Yüksek Lisans programına daveti ile başladı diyebilirim. Ceren Güneröz, Ayşem Yanar ve Nihan Kunter ile birlikte müzecilik yolunda ilerlemeye devam eden sınıf arkadaşları olduk. Bu alanda bugün geldiğim noktaya tüm arkadaşlarımın ve hocalarımın oldukça fazla katkısı olduğunu söyleyebilirim. Mimar, müze eğitimcisi ve müzeci olarak her geçen sene daha fazla edinilen, teoriden geçen her bilgi bugün kendini Müze Kumbaram olarak var etti.
Türkiye’nin belki de ilk kumbara temalı müzesi ve en küçük müzesi oluruz diye çıktığımız yolda ilk resmi başvurumuzu Müze Eğitimcisi Özlem Dengiz Uğur ile birlikte 2020 yılının Aralık ayında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne yazılı dilekçemiz ile gerçekleştirdik. Müze Kumbaram’ın kurulum onayı bilgisini ise Ankara Oyuncak Müzesi’nin 30+1 yıl kutlamasına özel olarak hazırladığımız Kumbaramdaki Oyuncaklar Oyun Bahçemde sergisinde öğrendik. Ofisimize teslim edilen resmi evrakın bilgisi bir Whatsapp mesajı ile bize ulaştı. Oyun bahçemize dijital olarak gelen mektup yıllar önce resim yarışması ödülünün mektup ile okul bahçesine geldiği günü anımsattı. O günden bugüne belki çok şey değişmişti, ama bizim için mutluluğun izleri değişmemişti.
Haberin ardından sorumluluğumuzun daha da çok arttığı bilinci ile gerekli hazırlıklarımızı tamamlayarak 10 Aralık günü Müze Kumbaram’ın resmi açılışını gerçekleştirmiş olduk. Kumbaralarımız artık Müze Kumbaram içerisinde sergilenmeye başladı. Müzemizin ilk sergisi ‘Kumbaramdakiler’ her yıl 12- 18 Aralık tarihleri arasında kutlanan ‘Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’ içerisinde hayata geçirildi. BirKültür Girişim Platformu ve Müze Kumbaram koleksiyonundan seçilen eserlerden oluşan sergi Müze Kumbaram sergi salonunda 31 Aralık 2022 tarihine kadar devam edecek.
Bugün yeni yılda yeni sergilerimiz ile Türkiye’nin en küçük ve ilk kumbara temalı müzesi Müze Kumbaram İncek Ankara adresinde ziyaretçilerini bekliyor. Ziyaretçilerimiz ile tek tek ilgilenmeyi önemsediğimiz müzemize randevu ile ziyaretçi kabul ediyoruz. Müzemizin giriş ücreti önceden belirlenmiş olup biriktirmenin ve her türlü birikimin önemi ile çıktığımız bu yolculuğumuzda ayrıca kuruşları da önemsiyoruz. Artık günlük hayatta çok sık görmediğimiz 1 kuruşu beraberinde getiren ziyaretçilerimizde 1 kuruş ile müze bileti alarak müzemizi ziyaret edebilecektir.
! Önümüzdeki ayı sabırsızlıkla beklerken bu arada ufak bir not daha bırak isterim.
BirKültür Girişim Platformundan müzelerimizi tanıtmak için yeni sene tebrik kartı gönderimizi geçen sene başlatmıştık. Bu sene Müze Kumbaram ile yeni senede yeni müze olarak tercih ettik. Kim bilir bu senenin özel yüz kartpostal gönderimi hangi adreslerle buluşacak? Postaları kimler alacak ve kim bilir hangileri Müze Kumbaram içindeki kumbaralarla tanışacak?
Nice sağlıklı günlerde, barış dolu bahçelerde, birlikte tanış olabileceğimiz yeni müzelerimizde geçireceğimiz yeni yıl diliyoruz.