“Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.”
Andre Gıde
Andre Gıde’nin bu sözünü ilk duyduğumda şu an BirKültür Girişim Platformu’nda 20 Temmuz 2024 – 20 Mayıs 2025 tarihleri arasında devam eden ‘’Erol Can’ın İnsanları’’ sergisinin sahibi Erol Can Oktay aklıma gelmişti.Hepimizin bildiği gibi her insan Pandora’nın sihirli bir kutusu gibidir. Kutunun içinde keşfedilmeyi bekleyen muhteşem yetenekler gizlidir. Bunları ortaya çıkarmak için sadece o insanı cesaretlendirmek, ona inanmak, desteklemek, her fırsatta kendisinin başaracağını söylemek yeterlidir. Çünkü gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Hep inanmışımdır; hayatı sanat güzelleştirir ve yetenekli insanların elinde bir şaheser haline gelir. İşte şu an BirKültür Girişim Platformu’nda sergisi devam eden sanatçımız Erol Can Oktay 2000 yılında Ankara’da doğmuş Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Grafik Tasarım Bölümünden 2023 yılında mezun olmuştur. Kendi içinde gelişerek büyüyen yeteneği ile kendi merkezinden uzaklaşmadan çizmeye devam eden biridir o. Eminim ki klasik ekolden gelenler Erol Can’ın belki çizimlerini kategorize edemeyecekler. Ya da sıra dışı bulup kendi liglerine çekmeye çalışacaklardır. Aslında Erol Can Oktay’ın yaptığı bu çizimleri aracılığıyla yarattığı akımın adı hala konulmamış olsa da, kendisi bıkmadan, usanmadan, üretmeye devam ederek, kendi ekolünü tamamen kendi geliştirdiği otantik bir teknikle multidisipliner üretimleriyle yarattığı akıma, “Gördüklerimi gönlümün çektiği gibi çiziyorum, bazen bir tanıdığı resmediyorum bazen de hiç bilmediğim birilerini’’ mottosuyla habersizce katkı da bulunuyor.
Kendisiyle Gaziantep’te 2.si düzenlenen GAGİAD Kültür Sanat Festivali kapsamında Dilek Karaaziz Şener hocamızın küratörlüğünü üstlendiği “Bir Kelebek Ömrüdür yaşamak! Mitler, Düşler, Masallar, Anlatı ve Anılar’’ isimli sergiyi gezme şansım oldu. Kendisinin bu arada müze ve sergi gezmekten oldukça zevk alan genç bir sanatçı adayı olduğunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Zaten birçoğumuzun bildiği üzere, Gaziantep, zengin tarihi ve kültürel mirası ile Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Özellikle müzeleri ve hanlarıyla ünlü olan şehir, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bizde bu kültürel zenginliklerin hiçbirini atlamamak için Gaziantep’e adım atar atmaz oldukça zevkli bir maratona başladık. İlk olarak gezmeyi planladığımız serginin bulunduğu Pürsefa Hanı’nı ziyaret ettik. Gaziantep’in tarihi ve kültürel zenginliklerinin önemli bir parçası olan Pürsefa Hanı, şehrin merkezinde yer almaktadır. Kapısındaki kitabede 1887 yılı yazmasına rağmen önceki yangınlar nedeniyle yapımının 400 yıl öncesine kadar dayandığını öğrendik.
GAGİAD Kültür – Sanat Festivali 2024 kapsamında, Dilek Karaaziz Şener hocamızın küratörlüğü üstlendiği Pürsefa Hanı’ndaki sergiye adım atar atmaz sergideki eserlerin çeşitliliği Erol Can’ın ilgisini fazlasıyla çekmişti. Büyük bir zevkle sergideki eserleri tek tek incelemesi bana ve bize sergi süresince sergiyi tanıtan Osman arkadaşımıza sorular sorarak eserler hakkında bilgi alması beni çok mutlu etmişti. Demek ki Ankara’dan kalkıp bu sergi için yollara düşmemiz boşuna değilmiş, her ikimizde burada olmaktan fazlasıyla mutlu olmuştuk.
Bir sergi, sadece sergilenen eserlerin bir araya gelmesinden ibaret değildir. Bu bir fikrin, bir duygunun, bir hikâyenin görsel bir dilde ifade edildiği, özenle kurgulanmış bir deneyimdir. Bu sergide tüm bu kavramları fazlasıyla bulduk. Konsept ve tema, eserlerin seçimi ve düzeni, mekan ve tasarım, etiketleme ve bilgilendirme konusunda ise oldukça başarılıydı. Eserleri incelerken bilgilenme konusunda barkod esasına dayalı ressam ve eserler hakkında bilgi alabilmek bizi fazlasıyla mutlu etti.
Özellikle Erol Can, Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun internet ortamında da çok sıkça görülen bu iki çalışmasını görünce bir anda soluğu onların yanında aldı. Ve birçok kişinin hala bu iki eserin yabancı bir grafik sanatçısının eseri olduğunu düşünmesine rağmen bir Türk hocamızın eseri olması ve bu eseri yakından canlı olarak görmek bizi fazlasıyla heyecanlandırdı.
Çünkü Gürbüz Doğan Ekşioğlu hocamız Türkiye’nin en tanınmış karikatür ve grafik sanatçılarından biridir. Eserlerinde ise genellikle siyasi ve sosyal konulara yaptığı hicivli ve düşündürücü yorumlarıyla dikkat çeken bir hocamızdır. Sergiyi gezerken Aykut Öz hocamızın çalışmalarıyla da karşılaşmak bizi fazlasıyla mutlu etti. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde öğrenimini tamamlayan hocamız sahne dekorasyon, stop-motion canlandırma, resim ve heykelle ilgili çeşitli projelerde aktif olarak yer almaktadır.
Sergiyi gezerken bizi en çok etkileyen eserlerden biri de aşağıdaki görselde yer alan Esin Aykanat Avcının çalışması oldu.Ve sergiyi gezme esnasında Erol Can’ın eseri görür görmez koşup onların yanına gidip her birini izlediği eser olan Evrim Kılıç hocamızın ağaçtan yaptığı birbirinden etkileyici üç kız çocuğu eseri olmuştur. Hatta bu eserleri öylesine çok sevdi ki eserleri kendi otantik tekniğiyle resmetmeye karar verdi. Ve çizimini tamamlayınca da Bir Kültür Girişim Platformu’nda devam etmekte olan kişisel sergisine katmayı planladığını söyledi. Erol Can’la bütün bu sergi sonunda neden en çok bu 2 eserden etkilendiğini sorduğumda, bu sefer kendisine benimde etkilendiğim çok sıkı bir cevap verdi.
“Evrim Hocanın Benimooo! çalışmasında kız çocuğunun sadece kendisine ait olmasını istediği oyuncağını ellerinin arasında arkasında sıkıca tutarak kimseyle paylaşmak istemediğini görünce, işte tam o an beni sanki anlatmışlar gibi hissettim’’ dedi. Çünkü Erol Can’da aynı eserdeki çocuk gibi kendine ait bir çok koleksiyon diyebileceğimiz materyallere sahip bir genç ve onları kimseyle paylaşmayı istemez.
İkinci eser olan Acımadı Ki! için “Niye en çok bunu beğendin?’’ diye sorduğumda ise yine tamamen kendi yaşadıklarına ait deneyimlerinden çıkarımı olan: “Bende özel bir çocuk olduğum için bazı zamanlar beni anlamayan ve anlamak istemeyen insanlar tarafından benim de canım yandı 🙁 Ama ben hiç oralarda takılıp kalmayarak sahip olduğum muhteşem özelliklerimle yoluma devam ettim 🙂 O an için bana neler hissettiğimi soranlara da hep ‘’Acımadı Ki! dedim’’ dedi. İşte Erol Can Oktay böylesine duyarlı ve böylesine başarılı olmayı fazlasıyla hak eden genç bir sanatçı adayımız.
GAGİAD Kültür Sanat Festivali Bünyesindeki “Bir Kelebek Ömrüdür yaşamak! Mitler, Düşler, Masallar, Anlatı ve Anılar’’ sergisinde öylesine görmeye ve anlatılmaya değer eserler yer alıyordu ki hepsini burada tek tek anlatmamız imkânsızdı. Ama sizler için Erol Can’ın kendi gözünden fotoğrafladığı eserlerin birkaçını sizlerle burada paylaşmak isterim.