Sanal müzemiz 24 saat açıktır

ANKARA’DA KÜLTÜR VE SANAT DOLU BİR HAFTANIN ARDINDAN

Ressam Abbas Yaşar

İlk olarak Abbas Yaşar’ın TESK Ankara Genel Merkezi Sanat Galerisinde sergilenen kişisel resim sergini ziyaret ediyorum. Yaşar, Filiz Özgen Özdemir Şimşek küratörlüğünde hazırlanan sergide günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş hatta kaybolmuş meslekleri konu alarak kendi sanat üslubunun tüm izlerini tuval üzerine yeniden yorumlamış, izleyici ile buluşturmuştur. Sanatçı bu belli belirsiz mekân algısının önüne çıkan somut meslekleri adeta belirsizliğin içinde yeniden ortaya koyarak kamusal belleğin içindeki anılara dokunmaktadır. Resim yapmasındaki ana motivasyonunu “Öğrenmeye devam ediyorum” sözleri ile tanımlayan sanatçı, sanat tekniğinin sürekli geliştiğinden bahsederek eserlerini tüm ziyaretçilerin beğenisine sunmuş. Sanatçı daha önceki sergilerinde de vurguladığı, sanatın halkın ulaşabileceği alanlarda olması gerektiği düşüncesi ile sergi için şehrin merkezi sayılan bu alanı seçmiş.

 

Fresh Ankara

İkinci durağım; Ankara Kültür Yolu Festivali kapsamında bu yıl ikincisi geçekleştirilen, Atatürk Kültür Merkezi’nde Prof. Dr. Kıymet Giray küratörlüğünde hazırlanan Fresh Ankara sergisi oluyor. Ana teması “Empati” kavaramı üzerine şekillenirken; 52 şehirden 200 sanatçının katılımı ile toplamda 600 adet sanat eserinin yer aldığı kapsamlı bir sergi hazırlanmış. Kişisel olarak Ankara ölçeğinde böylesine yeni sanatçıları görmek, yeni akımları keşfetmek kültür ve sanat tüketicisi açısından bende de “Fresh” bir etki yarattı. Bu sergi de Ankara’da her sene olmasını isteyeceğim sergiler arasında yerini aldı.

 

Obses(if)sive sergisi, Sığınak Kültür Sanat Merkezi

 

Üçüncü durağım ise Sığınak Kültür Sanat Merkezi. Bu merkez Ulus’ta Mustafa Kemal Atatürk Heykeli’nin hemen karşısındaki Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni geçince, ileride Kültür ve Turizm Bakanlığının bahçesinde adeta gizlenmiş halde bulunmakta ve çeşitli sergilere ev sahipliği yapmaktadır. Burada yer alan ilgimi çeken son sergi ise “Obses(if)sive” isimli Onur Dal’ın ilk kişisel sergisi olmuştur. Sanatçı sergisini uzun yıllar boyunca hem mimarlık hem sanat çalışmaları sırasında yaşadığı duygu karmaşası içinde huzursuzluğun içindeki ‘huzur’ diye anlatmakta. Onur Bey’in eserlerinde mimari ögelerin öne çıktığını görüyoruz. Sanatçının huzursuzluğunun içindeki huzuru bulduğu eserlerin yer aldığı bu sergiyi mekâna özgü yerleştirmeleri ve sergileme açısından oldukça ilgi çekici buldum.

İbrahim Ethem Kandemir