Bienal kelimesi Fransızcada “her bir diğer yıl” anlamının karşılığı olan iki yılda bir düzenlenen etkinliklere verilen genel addır. Çoğunlukla kültürel veya sanatsal faaliyetler için kullanılan bir terimdir. En eski bienal 1895’ten beri düzenlenen Venedik Bienali’dir.
Türkiye’de ise en eski 1987 yılından beri düzenlenen ve her iki senede bir tekrarlanan Uluslararası İstanbul Bienali bulunmaktadır.
ilk kullanım alanı plastik sanatlar üzerine olsa da zamanla uluslararası sergi etkinliği anlamı taşımaya başlamıştır. Bu alanda sanatsal etkinliklerin ekonomiye bağlı gelişimine karşı şehrin kültürel belleği ile birleşerek daha özgür sergi olarak yapılmıştır.
Dünyadan bazı bienaller
- Kore: Gwangju Biennale
- Brezilya: Bienal de São Paulo
- Avustralya: Biennale of Sydney
- İspanya: Bienal de Valencia
- Senegal: Dak’Art, la Biennale de l’art africain contemporain
- Almanya: Documenta (Kassel)
- İtalya: la Biennale di Venezia
- Türkiye: İstanbul Bienali Sinopale Uluslararası Çanakkale Bienali Mardin Bienali
- Mali: Rencontres de la photographie africaine de Bamako
Türkiye’de gerçekleştirilen bienallere ait logolar
Bu örneklerin yanı sıra Mardin Bienal’i 2010 yılından beri düzenlenmektedir.
Birinci bienal çıkışında bir konu veya tema gözetmeksizin bölgenin kalkınmasını ve sanatı desteklemek adına yapılırken ikinci bienal “ikinci bakış” ismi ile çıkmıştır. Üçüncü bienal “Mitolojiler” teması ile çıkmıştır. Dördüncüsü ise “Sözden Öte” teması ile duyulmuş bunun ardından pandemi nedeni ile 5. Mardin Bienal’i 20 mayıs-20 Haziran 22 de “Çimenin Vaadi” ismi ile gerçekleştirilmiştir. Adwait Singh tarafından küratörlüğü yapılmış olan 5. Bienal’in 25 ülkeden 39 sanatçının eserlerini yer aldığı bir sergi düzeni oluşturulmuştur.
Sanatçılar Raphaël Grisey & Bouba Touré, Karan Shrestha, Abdessamad El Montassir, Neda Saeedi, Almagul Menlibayeva, Merve Ünsal, Kathyayini Dash, Jonas Staal, Marwa Arsanios, Burcu Yağcıoğlu, Deniz Üster, Ömer Pekin, Server Demirtaş, Mikhail Karikis, Sasha Huber, Bhagwati Prasad, Zahra Malkani, Uriel Orlow, Gülsün Karamustafa, Sibel Horada, Asunción Molinos Gordo, E.B. Itso, Rakhi Peswani, İpek Hamzaoğlu, Thukral & Tagra, Bint Mbareh, Selma Gürbüz, Burak Özdemir, Michael Rakowitz.
Konu olarak hakları elinden alınmış göçmenler ve küresel ısınmaya dikkat çeken bienal temelde bunlara karşı oluşturulan sınırlara, lüks sitelere, kıyamet sığınaklarına ve her türlü düşman mimariye yoğunlaşmıştır. Bienal kapitalist sistemin dışında kalan mültecilerin haklarına, bunu anlatırken küresel ısınmaya da bu konu ile özleştirip atıfta bulunmuştur.
Bu serginin hazırlanmasında takas, cömertlik ve toprağın herhangi ayırım yapmaksızın alternatif mülkiyet kavramlarını vurgulaması ön plana çıkartılmaktadır.
Kişisel olarak mülksüzleşmenin, özgürleşmenin başlangıcı olarak çevremizi saran harabeleri sahiplenmek, bunları yeni bir ekolojiye hizmet etmelerini sağlamakla mümkün olacağı düşünülmüş olan Mardin Bienal’inde özellikle Levant bölgesi olarak geçen bölgeye yoğunlaşarak bu alanda sergi yerleştirilmesi yapılmıştır.
5.Mardin Bienali yerleşim haritası
Bu haritayı baz alarak çıkan yolculukta ilk olarak tersten başlayarak
4 numarada Develi Han 19. yy. da yapılmış Mardin kalesinin altında Gül mahallesinde biraz yüksek bir alana hakim bir han olarak kullanılmıştır.
İlk olarak Begumpura’nın yapmış olduğu yerleştirmede eşitlik üzerine bir yönetime gönderme yaparak doğanın; kimyasal, biyolojik ve teknolojik sayısız etkenin canlı bir karışımı olarak görmekte ve bu çizimlerinde bunu yansıtmaktadır.
Soldan sağa Develi Han ana girişi, Begumpura “Kedersiz Bir Yer” 2022 çizimler içeren yerleştirme, Selma Gürbüz soldan sağa “Sakallı kadın, Mesai Kadını, Topuzlu Kadın, Kurdeleli Kız” 2020 Yumuşak Heykel, Server Demirtaş “Çığlık 2” Animatronik heykel 2020
Selma Gürbüz bu eserlerinde doğaya karşı özel bir ilgi ve özlem besleyen özgürlüğe karşı inançlarından taviz vermeyen kadınları tasvir etmektedir. Bu betimleme de maskenin yapılan şeyleri anonim kılması ve bunun arkasında yapılması imkansız görülen her şeye olanak sağlamasına yoğunlaşmıştır. Sanatçının Afrikalı kadınların saçlarını örme bağlama stilleri dikkat çekerek bu doneyi eserlerinde uygulamıştır. Selma Gürbüz’ü daha fazla araştırmak ve İstanbul Modern’de sergilenmiş olan “Dünya Diye Bir Yer” sergisinin kataloğunu ve edisyon ürünlerini satın almak istiyorsanız Müze Kumbaram mağazası ya da Karmapol sitesi üzerinden de tedarik edebilirisiniz.
Server Demirtaş’ın “Çığlık 2” heykelinde ise ben en çok etkileyen yanı ise Ursula Le Guin’in acuze figürüne gönderme yapar nitelikte oluşu ve kayalıkların üstüne oturmuş bu yapıda yaşlanmış ve artık bağırsa da kimsenin duyamayacağı duysa bile umursamayacağı bir çığlığı canlandırmış.
İkinci durağım ise 3 numarada Alman Karargâhı olarak bilinen mekân diğer ismi ile Atamyan Konağı olarak bilinen 19.yy. da yapılan ve ismini almasına sebep olan 1.Dünya savaşında Almanlar tarafından karargâh olarak kullanılmıştır.
Soldan sağa Rakhı Peswanı “Aşk, Emek, Kayıp (Kan ve Bal için Bazı Metaforlar) Kadife kumaş, polyester dolgu, demir armatür Gülsün Karamustafa “Melankolik Şahmaran” 1980-2022 Tekstil kolajı
Rakhı P. heykellerinde daha çok bağlam olarak yumuşak heykeller üretmesi ve bunlarda daha çok el yapımının kabalığını yansıtmaya bu bağlamla vücudun diller dünyası ile bağlamına atıfta bulunmaktadır. Birbirinden farklı işaretleri karıştırıp birleştiren eserlerinde eski yazı ve şekilleri kullanıp geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurmayı hedeflemektedir.
Gülsün K. ise kolajında kültürlerin sentetik karışımına atıfta bulunmaktadır. Bu kolajda kullanılan tekstil ürünleri sanatçının 80’li yıllarda İstanbul’dan ve Türkiye’nin güneydoğusuna yaptığı seyahatler sırasında topladığı kumaşlardan oluşmaktadır. Bunu yapmasının nedeni olarak Doğu ve Güneydoğu kırsalından büyük şehirlere çalışmaya gelen işçi göçüne dikkat çekmekte ve bu göçle metropol ve göçmen çatışmasını müjdeleyen renkler ile bunu yansıtmaktadır.
Soldan sağa Tasarım Vakfı Meydan Galerisi, Asuncıón Molınosgordo “Köylünün Çapası Var” 2013 Kağıt üzerine Mürekkep ve Kurşun Kalem
Üçüncü durağım iki numarada yer alan Tasarım Vakfı Meydan Galerisi oldu bu alan Artuklu belediyesine yakın bir sanat sokağı diye geçen alanda bulunmaktadır. Bu alan 19. yy.da Bağdat Demir yolu inşası için Almanların ofis olarak kullanılması için yapılmıştır.
Bu alanda dikkatimi çeken bir yerleştirmeden sizlere bahsetmek istiyorum Asuncıón Molınosgordo’nun “Köylünün Çapası Var” adlı eserinde Ürdün’de çağdaş köylünün dönüşümünü araştırmaktadır. Eser küçük çiftçilerin prekaryalaşmasını bir kaligrafi çalışması ile ele almaktadır. Bu çalışma ile çiftçinin günlük hayatını giren kısır döngüsü ve bunun altında hayatını adeta sürekli tekrar eden birer yazı çalışmasına benzetmektedir.
Fatoş İrwen “Güvenlik Ağı (Kadınlar için Güvenlik Ağı)”2017-2020 Saç ile Yerleştirme
Fatoş İrwen’in bu eseri cezaevinde kaldığı süreçte kadın arkadaşlarının saçlarını toplayarak özel bir örme yöntemi kullanarak bir ipe çevirmiş bu ip ile bir ağ yaratarak bunu bir güvenlik ağına dönüştürmüştür. Bir nevi bedenlerin bir parçasını başka kadınlara gelecek zararlara karşı kalkan olarak kullanmaya evrilen bir eser olmuştur.
Dördüncü uğradığım mekan haritada beş numara olarak işlenmiş olan Cumbalı Konak olarak geçen yapı bu mekan 1830-1850 yılları arasında yapılmış 2 katlı tipik Mardin evlerindendir. Bu mekanın bende bıraktığı izlenim diğer bienal organizasyonuna göre daha plansız olduğudur. Biraz uğraşlar sonucunda mekanın önüne kadar gittiğimde içerisindeki sanat eserinin kaldırdığı ve bunun nedeni olarak mülk sahibinin artık burada bir organizasyon istemediklerini söylediler bu da yetmezmiş gibi birkaç gün sonrasında sosyal medyadan tekrardan buranın içerisinden paylaşım yapılması da eleştirdiğim konulardandır.
Soldan sağa Cumbalı Konak, Marwa Arsanios “Amatörler, Yıldızlar ve Ekstralar ya da Aşkın Emeği” 2018
Sıradaki durağım ise “İnvited” olarak geçen davetli sanatçıların eserlerinin yer aldığı sanat sokağının devamında bulunan Dabbakoğlu Evi olarak bilinen mekanda da bienale eş olarak bir sergi yerleştirilmiştir. Bu mekanda dikkatimi ilk çeken kapıdan girince Alper Aydın’ın yapmış olduğu ve sizi bütün kurtarıcı gücüyle kurtarmaya hazır bir “Nuh” un gemisi ile karşılaşıyorsunuz bu gemi rüzgar gülleri ve havada duruyor olması ile tahayyülümüzde canlandırdıklarımızdan biraz daha farklı rüzgar güllerinin beş kollu oluşu insanın stilize hali olarak nitelendirmektedir. Belki sizleri Nuh’un gemisine bindiremesem de rüzgar gülleri ile özdeşmiş bir müze olan Müze Kumbaram’a davet edebilirim.
Soldan sağa Dabbakoğlu Evi “İvited” Mekanı, Alper Aydın “Nuh” 2013
Son olarak gezdiğim mekan haritada altı numara ile işaretlenmiş Marangozlar Kahvesi olarak geçen mekandı. Bu mekan sipahiler ya da tellallar çarşısı olarak da bilinen revaklı çarşının üst tarafında bulunmaktadır. Bu alan özellikle alana hakim olması ve gelen ziyaretçilerin hem de dinlenebileceği bir alan olması dolayısıyla sona bıraktım burada dikkatimi çeken Merve Ünsal’ın yapmış olduğu “Dronlara Birkaç Kelime “ isimli çalışmasıydı bir gölgelik tentesine sadece yukardan bakıldığında okunabilecek şekilde tasarlaması gözlenmenin ve gözlenirken bir mesajın okunması için yapılmış bir çalışmadır.
Soldan sağa Marangozlar Kahvesi girişi, Merve Ünsal “Dronlara Birkaç Kelime”2022, Marangozlar kahvesinden ovaya bakış
Marangozlar kahvesinde karşılaştığım ekip ile Develi Han’da gerçekleşecek olan “Basilus’un Dileği” etkinliğinin haberini alıp oraya doğru geçtim orda uçurtma sanatçısı Zahit Mungan ile tanıştım ve bu etkinlikte Mardin kalesine ve ovaya doğru reyhan tohumları ile “Çimenin Vaadi”ni yerine getirmiş olduk. 20 haziran 2022 tarihine kadar açık olan bu sergileri gezmenizi öneririm.
Soldan sağa uçurtmanın uçuşu için hazırlık yapılıyor, reyhan tohumları dağıtma torbasına boşaltılıyor
Kaynaklar
https://bienal.iksv.org/tr/bienal-arsivi/15-istanbul-bienali
https://www.google.com/search?client=safari&rls=en&q=sinop+bienali&ie=UTF-8&oe=UTF-8
https://www.canakkalebienali.com
https://tr.wikipedia.org/wiki/Bienal
https://www.saha.org.tr/projeler/5-mardin-bienali
https://www.instagram.com/mardinbiennial/?hl=tr
5.Mardin Bienali El Kitapçığı